Sayı 3                                             01Şubat2001


  K İ T A P



Nasıl yönetileceğimizi tartışmaktan, nasıl yaşayacağımıza kafa yoramıyoruz.

Özel hayatlarda yaşanacak bir "glasnost"un, politik sistemlerde yaşanacak glasnosttan çok daha büyük bir devrim olacağını göremiyoruz.

Ama hâlâ geç kalmış sayılmayız. Şimdi eskisinden farklı olarak, hem biz kadınlar kamusal alanda eskisi gibi çaylak değiliz ve orada biriktirdiğimiz tecrübeleri özel hayatlarımıza aktarma olanağımız varken hem de artık kamusal alanda başarı peşinde koşmaktan tıknefes olmuş erkekler ruhen "eve dönüş" sürecine giriyor; özel hayatı yeniden keşfedip, tarihi ihmalinin acısını çıkarırcasına özel ilişkilere eğiliyor.